Haziran’da Hindistan’dan Tatlı Bir Meltem Esti

İstanbul’da mükemmel bir yaz akşamında, kalabalık Br. Shubamrita’nın “Düşüncelerini Değiştir – Hayatın Dönüşsün” adlı konuşması için Cihangir’de bir tiyatro salonunda toplanmaya başladı. Bu, Br.Shubamrita’nın Istanbul’a ikinci ziyareti olduğu icin, onu daha once Yoga Festivali’nde gören katılımcılar Shubamrita’yı tekrar dinlemek icin heyecanla beklerken, onu ilk kez dinleyecek olanlar ise özellikle Kirtan ve konuşmasını takip edecek yönlendirmeli meditasyonunu merak ediyordu.

turkey-shubamrita1

Akşam, Amma’nın “Embracing the World – Dünyayı Kucaklamak” adlı kisa film gösterimi ile başladı. Amma’nın yorulmadan, dünyanın her yerinde insanları kucaklayip bir yandan da onların fiziksel ihtiyaclarini karşıladığına, gittiği her yerde kalabalıkların onu sevinç ve şükran ile karşıladığına tanık olurken, onun tüm calişma ve azmi karşısında hayranlık duymamak elde değildi. Sanıyorum bu kisa filmi izlerken karanlık odada gözyaşlarını gizlemeye çalışan bir tek ben değildim. Sonuçta, o şefkat eylemleri ne olursa olsun, ne kadar büyük ya da küçük olursa olsun, her zaman bizde en güçlü duyguları tetiklediği doğru değil midir? Kendinden başkalarını düşünmek, onların iyiliği için adanmış bir yaşama tanık olmak gerçekten cok ilham vericiydi.

Kişinin tek gerçek sınırlarının, kendisine düşünceleri ile koydukları olduğunu söyleyerek başladı, Br.Shubamrita’nin “Düşüncelerini Değiştir Hayatın Dönüşsün” konuşması. Her nasılsa biz bu potansiyele sahip olduğumuza inanmakta zorlanıyoruz. Platon’un deyişiyle; “Karanliktan korkan bir çocuğu kolaylıkla affedebiliriz. Hayattaki gercek trajedi yetişkinlerin aydınlıktan korkmasıdır.” Bu, aslında cok basit bir temele dayanıyor. Kendimiz hakkında ne ve nasıl düşündüğümüz bize geri dönen her şeyi belirler. Biz düşündüğümüz her şeyizdir. O halde yaşam kalitemizi değiştirmek icin neden düşüncelerimizi değiştirmeyelim? Belki de bize sunulmuş olan, düşünme kabiliyetini barındıran zihin denen enstrümanı nasıl kullanacağımızı bilmiyoruz. Br. Shubamrita, nasıl ki bir enstrüman çalmayı öğrenmek icin ilk derslerin önemli olduğuna, yanlış öğrenilen bir tekniği sonraları düzeltmenin çok daha zor olacağına işaret etti. O, zihnin belli bir konu üzerinde odaklanmasının ne kadar zor olduğunu ve muhtemelen biz Sahne Cihangir’de onu dinlerken aynı zamanda aklımızdan geçmekte olan birçok alakasız düşünce olduğunu soylediğinde müthiş bir farkındalık yaratti. Zihnimizin uzaktan kumandası aslında bizim elimizde, aynı yaramaz bir cocuk gibi bizi sürekli rahatsız eden, konudan konuya atlayan iç sesimizi kontrol edebiliriz.

turkey-shubamrita2

Br. Shubamrita, söyleşiye Amma’nın yorulmadan günde 18-20 saat boyunca herkesi kucakladığını ve ona gelen her bir insanı ilk defa görüyormuşçasına karşılamak üzere hazır olduğunu anlatarak devam etti. Her yerde ve kendimizde hata bulmak çok kolaydır, fakat çözümü aslında daha da basittir; zihnimizin kontrolünü kazanıp, aklımızdan geçen düşüncelerin miktarını azalttigimizda düşünce kalitesi dee artabilir. Olumsuz iç sesimizi, olumlu ic ses ile değiştirmek, icinde bulundugumuz an’a ve o an’da tek bir aktiviteye odaklanmak modern yaşamda çok önemli bir beceridir.

Br. Shubamrita konuşmasının ardından farkındalığı artmış kalabalık, yiyecek ve içecek için ayrılan kısa molada onun anlattiklarını özümseyerek, diğer katılımcılar ile fikir alışverişinde bulundu. Akşam bhajanlar (hint ilahileri) ile devam etti ve yönlendirmeli meditasyon ile sona erdi. Biz eve gitmek icin ayrılırken bir çoğumuz, kafamızın içinde bizi rahatsız eden iç sesi evcilleştirme mücadelesine çoktan başlamıştı. Sahip olduğumuz olumsuz düşünceleri, kendimiz ve dünya hakkında olumlu düşüncelere dönüştürmek üzere bir farkındalık yaratmış olduk.
Çin filozof Lao Tzu’nun deyişiyle, ‘Binlerce kilometrelik bir yolculuk bile, tek bir adımla başlamak zorundadır.’

-Bilge Çuhadar