Guru, öğrencinin öğrenci olarak kalmasını asla istemez

Teslim olmak, hoşumuza giden ve gitmeyen şeylerden vazgeçmektir. İşte o zaman gönül kapımız açılır. Guru’nun lütfu her zaman mevcut olsa da, önce kendi lütfumuzu kendimize sunmamız gerekir.

Amma’nın mesajından alıntılar:

Guru Pūrnima (Guru’ya adanmış dolunay günü) yalnızca pādapūja ve ilgili diğer ritüellerden ibaret değildir. Öğrencinin teslim ettiği zihninde ışıldayan Guru’nun dolunayıdır. (Vedik literatürde ay zihni temsil eder.)

“Dünya Guru’nun yüceliğini öğrenci aracılığıyla, öğrencisinin Guru’ya olan inancı ve teslimiyeti ile anlamalıdır. Guru’nun yüceliği, öğrencinin her sözcüğünde ve her eyleminde parıldayan muhakeme yetisiyle ve tevazusuyla kendini kanıtlar.”

“Guru’nun yüceliğinin küçük bir kısmını bile anlamadan ya da deneyimlemeden, anlamak için biraz çaba bile göstermeden, Guru Pūrnima’yı kutlamanın ya da Guru’dan bahsetmenin bir anlamı yoktur. Guru’nun mevcudiyeti, en büyük gerçeğin ve en büyük mutluluğun kemale ermiş hâlidir. Guru’nun bedeni sonsuzluğa açılan kapıdır. Öğrencinin bu kapıdan geçerek diğer tarafa ulaşması için alçak gönüllülükle teslim olması gerekir. Guru, fedakârlığın en yüksek düzeyde vücut bulmuş hâlidir. ‘Hiçlikten’ geçerek ‘her şey’ olma hâlidir. Egonun yükü tamamıyla yok olduğunda, Guru, Ebediyet hâline varır.”

“İnsanın taşıdığı en büyük yük kendi egosunun ağırlığıdır. Hiçbir şey ego kadar ağır değildir. Egonun ağırlığı arttıkça insanın karanlığı da artar. Muhakeme yetisini kaybeder, bencil ve acımasız olur. Kadim yazıtlarda yer alan öğretiler ve tüm spiritüel pratikler egonun ağırlığını azaltmak üzere tasarlanmıştır. Yeterince akıllı olmayanlar yazıtları entelektüel pratik ya da egoyu şişirmenin bir yolu olarak görse de, bunun için tasarlanmamıştır.”

“Gerçek bir öğrencinin Guru’dan başka kimseyle ilişkisi olmaz. Herkese sevgi ve şefkat duyar, ancak Guru’dan başka hiç kimseyle kişisel bir ilişkisi olmaz. Tek bağı Gurusudur. Zamanla, yaratımdaki her şeyde Guru’yu görmeye başlar. Gerçek bir öğrenci, başka bir öğrenciyle bile gereksiz bağ kurmaz. Bu tür ilişkiler insana zincir vurur. Bizi bağımlı, taraflı ve bencil kılarlar. Zihni yozlaştırırlar. Kendi kusur ve hatalarımızı Guru’ya yansıtmamıza yol açarlar.”

Gerçek bir öğrencinin inancı ve adanmışlığı tamamıyla ve sadece gurusunadır.

Hakikat arayıcısı için nissangata (bağlanmama) spiritüel bir pratiktir. İlerleme enerjisini bu pratik sağlar. Aksi hâlde, ruhsal yaşam demir atılmış bir teknede kürek çekmeye benzer. Ne kadar çok çabalarsanız çabalayın, ilerleyemezseniz.

“Özverili sevgi”, “şefkat”, “nezaket”, “sabır” ve “fedakârlık” farklı sözcükler olsa da aynı şeyi ifade ederler. Tüm bu niteliklerin temelinde “bağlanmama” yatar. “Ben”, “bana”, “benim” kavramlarına bağlı kalmak sonsuz gücümüzü bir odaya kilitlemek gibidir.

“İki kafeste yaşayan iki kuş birbirleriyle muhabbet ederler, düzenli verilen yemi yerler ve sunulan sevginin tadını çıkarırlar. Ancak sonsuz gökyüzünde yüksekten uçma özgürlüğünü kaybederler. Bizler de tıpkı bu kuşlar gibi yaşıyoruz. Yalnızca “ben” ve “benim” hissinden vazgeçtiğimizde sevgi ve şefkat gibi kutsal özellikler gönlümüzden taşar. Sadece o zaman herkesi eşit ölçüde sever ve herkese hizmet ederiz.”

“Guru hiçbir şeye bağlanmaz. Bedenlenmiş olsa da gökyüzü gibidir; mutlak bir mevcudiyettir. Guru’nun akrabası ya da arkadaşı yoktur; Guru “benim” ya da “senin” demez. Sonsuz gökyüzünün herhangi bir şeye yakınlığı ya da hasımlığı var mıdır? Herhangi bir şeye sahip olmaya ya da bir şeyi reddetmeye çalışmaz. Aynı zamanda, her şeyi bünyesinde barındırır. Guru’nun doğası böyledir. Bu nedenle Guru’nun mevcudiyeti ve Guru’ya olan inanç ve teslimiyet, bağlanmaya değil bağlanmadan özgürleşmeye neden olur. Bu gerçeği anladığımızda ve zihnimizi tamamen ve sadece Guru’ya odakladığımızda, Guru öğretisine başlar ve öğrenci Guru’nun lütfundan faydalanmaya uygun hâle gelir.”

“Guru, öğrencinin öğrenci olarak kalmasını asla istemez. Guru, öğrencinin olgunlaşmasını ve Hakikatin kendisi olmasını ister. Böylece Guru ile öğrencisi arasında hiçbir fark kalmaz. Guru, bundan memnuniyet ve ferahlık duyar. Bu ne tür bir memnuniyettir? Guru kendi içinde eksiksizdir. Ancak, nasıl ki bir anne çocuğunun başarılı olduğunu ve iyi bir işe girdiğini gördüğünde mutlu oluyorsa, Guru da her zaman öğrencinin yetenekleriyle kendisini dahi geçmesini ister. Diğer tüm ilişkilerde “ben ve sen” bölünmesi açıkça sürdürülür. Ancak Guru ile öğrenci ilişkisinde bu bölünmenin giderilmesi araştırılır.”

“Guru’ya teslimiyet en yüce özgürlüğe giden asil yoldur. İnsan olarak doğmak ve yaşayan bir Satguru’nun rehberliğinde olmak, bir ruhun ulaşabileceği en talihli şeydir. Bu anlayışı edinerek hiç zaman kaybetmeden çabalarımıza devam etmeliyiz. Guru’ya teslimiyet tutumunu benimsersek, Guru’nun lütfu bizi mutlaka en büyük hedefe götürecektir. Hayatımız tamamlanmış olacaktır.”

“Teslim olmak, hoşumuza giden ve gitmeyen şeylerden vazgeçmektir. İşte o zaman gönül kapımız açılır. Guru’nun lütfu her zaman mevcuttur, ancak kendi lütfumuzu kendimize sunmamız gerekir. Bu teslimiyettir. Teslim olduğumuzda, kendimize kendi lütfumuzu sunarız.”

“Tüm çocuklarımın içindeki Guru uyansın. Çocuklarım içlerindeki bu Guru’yu keşfetsin. Çocuklarım, saf olmayan tüm yanlarınızı ortadan kaldırmanızı sağlayacak olan ayna sizin içinizde. O aynaya bakın, saf olmayan yanlarınızdan kurtulun ve kendiniz birer ayna olun. Dünyadaki tüm çocuklarım refahla kutsansın. Herkes sağlıklı olsun. Tüm çocuklarım mutlu olsun. İlahi lütuf çocuklarımı kutsasın.”

13 Temmuz 2022, Guru Pūrnima Kutlamaları, Amritapuri